Sunday, February 26, 2012

Sinemaseverlere online sinematek, Mubi



'Öteki Sinema' sağolsun çok güzel bir haber aldım, benim hali hazırda Fransa'da kullandığım, herkesin bayıldığı site Mubi (eski 'The Auteurs') artık Türkiye'de. Mubi nedir diyenlere şöyle söyleyelim, ayda 4,99'a üye olup, o ay çıkan 30 filmi internet üzerinden izleyebildiğiniz bir sinema sitesi. Internette film izleme dediğimde yanlış anlasılmasın ama, bu filmlerin hem görüntü hem kalitesi, internette bulabileceğinizin çok ötesinde. Hali hazırda bulunan filmlerden If'te kaçırdığım Dzi Coquettes, ve canım Agnes Varda'nın (hani Nouvelle Vague'ın tek kadın yönetmeni, kendisiyle ilgili bir güzellememe şuradan ulaşabileceğiniz kadın) Les Glaneurs et la Glaneuse filmleriyle izlemeyenlere Dogville size siteye dair biraz ipucu verecektir sanıyorum.

Tuesday, February 21, 2012

Bir takım aşık sayıklamaları

Belki inanmayacaksın ama ben böyle değildim seni sevmeden önce, şimdi neye baksam, neyi duysam ağlıyorum. Bir şarkı dinliyorum ağlıyorum, seni düşünüyorum ağlıyorum, seni düşünmüyorum ağlıyorum, televizyon reklamlarına ağlıyorum, Kerim Fatmagül'e köpek aldı diye ağlıyorum, salya sümük bir kadına dönüştüm bu günlerde. Sebebi hep sensin ama biliyorum.

Sonra bir kıskanç oldum ki sorma, yolda gördüğüm sevgilileri dövesim var, tarihte birbirine kavuşmuş ne kadar sevgili varsa hepsine çeşit çeşit işkenceler planlıyorum kafamda, sen yoksun ya kimse olmasın, herkes mutsuz olsun, yalnız olsun bana ne! Sen olmayınca olmuyor buralar be kedi!

Kadıköy


Kadıköy, benim çirkin orta yaşlı kadınım! Belki biraz eskimiş ya da yorgunsun, ama gülümsediğinde oluyor her şey, gençleşiyorsun güzelleşiyorsun birden, hele ki iki kadeh bir şey içtiğin (içtiğim) geceler dünyanın en güzel yerine dönüşüyorsun birden. Sen sevdiğim her şeyin bir arada toplandığı küçük, güzel ve uzak bir yersin şu anda. Sana yakın bir yerlerde kedim annemin yanına kıvrılmış uyuyor, yine oralarda bir adam umarım beni düşünüyor, sokaklarında aşıklar kavga ediyor, bazıları barışıyor, bazılarıysa şu an karşısındakine aşık oluyor. Barlarında felsefe kitapları yazılıyor, güzel kadınlarla yakışıklı adamlar birbirleriyle bakışıyor. Belki tam şu anda yağmur yağıyor, sokaklar boş, evlerde çay eşliğinde televizyon izleniyor.

Hani demiştin ya, belki biz paralel bir evrende şu anda orada bir konserdeyiz, ya da el ele sokaklarında yürüyoruz, ya da durmuş bir kedi seviyoruz... Belki biz de kaçtık o yağmurlu sokaklardan, sığındık evimize battaniyenin altında film izliyoruz... Şu anda dünyanın en güzel yeri Kadıköy olmalı o zaman, ne Paris, ne Roma, ne Viyana ama çamuruyla kalabalığıyla Kadıköy, aşkın başkenti, benim başkentim....


Bir gün biz de yürüyecek miyiz o kaldırımlarda el ele, belki hava güzel olacak Nazım'da bir kahve içeceğiz, ben Feraye'yi düşünüp üzüleceğim yine her zamanki gibi, sen belki Nazım'ın tarafını tutacaksın, illa ki kitaplara bakıp bir kitabın hayatımızı nasıl değiştirdiğini anlatacağız birbirimize, yolda kedi kovalayacağız sevelim diye, belki Moda'da bir kadeh kırmızı şarap... Ne dersin boğanın çirkinliğinden bahseder miyiz, ya da antikacılara gidip eski fotoğraflara bakar mıyız? Biliyor musun Kadıköy'e her gittiğimde muhakkak balıkçılar çarşısının orada bir durur Ermeni Kilisesi'ne bir selam çakarım, belki seninle gireriz oraya, ne dersin? Yapacak mıyız bunların hepsini gerçekten bir gün?

Şu anda Kadıköy'den dağlar denizler kadar uzakta diyorum ki, Kadıköy aşkın başkenti, aşkımın başkenti, gözümde tütüyorsun, bence senden Lille'e bir şube açmaları lazım kesin!

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails