The first time I met with 'The Hunchback of Notre Dame' was probably in elementary school. I watched the Walt Disney made animation film. But the real beginning of my love falls in the years of my French high school. I was probably 14 years old and France made its best musical ever, a musical adaptation of 'Notre Dame de Paris' with the famous song 'Belle'. Its vcd somehow found its way to my high school and suddenly turned into a true sensation, in every free class or other occasion was an excuse to make the students watch it. In fact, my classmates repeatedly made me ask the teacher (I was the teacher's pet) to skip the class and watch it instead. I think in a semester, I watched it 20 to 50 times...
'Notre Dame'ın Kamburu'yla ilk tanışmam, herhalde ilkokuldaydı. Walt Disney'in yaptığı animasyon filmi izlemiştim. Ama aşkımın asıl doğuşu Saint-Benoit yıllarına denk düşer, yaş muhtemelen 14, benim için efsanevi olan 'Notre Dame de Paris' müzikali yapılıyor ve vcd'si Saint-Benoit'da birilerinin eline geçiyor. Sonrasında boş ders, etüt saati gibi bahanelerle okulca sürekli bu vcd'yi izliyoruz. Hatta hocanın beni çok sevdiğini bilen arkadaşlar, beni kafalayıp dersi kırmak için hocaya yalvartıyorlar, Fransızca dersi yerine gidip yine müzikali izliyoruz. Ben diyeyim 20, siz deyin 50 kere.
By this time, I'm already head over heals about Quasimodo and Esmeralda, and finally, after a long search I found a copy of the vcd too. Then I started to watch it every day at home, I memorized all the lyrics and even most of the dance moves.... At the end, my love was taken to other heights when I found an old bounded copy of 'Notre Dame de Paris' in a second-hand book store. Of course, the book was read in two-three days, which is the first of many readings I'll do in the future.
Zaten ben bu sırada Quasimodo'ya ve Esmeralda'ya sırılsıklam aşığım, uzun aramalardan sonra o vcd'den bir adet de ben buluyorum. Artık evde her gün 'Notre Dame de Paris' izleniyor, ben bütün şarkıları ezberliyorum... Derken bir sahafta eski kakmalı kaplı bir 'Notre Dame'ın Kamburu' buluyorum, kitabı da bir solukta okuyorum.
My love that started in 1998 came to today without any lost in heart. Sometimes, I may become very impressed of a book I read and think that that is my favorite book, but at the end I realize that my favorite book is and always will be 'Notre Dame de Paris'.
Ve 1998'de başlayan aşk bugünlere kadar hiç sönmeden geliyor. Bazen bir kitap okuyup çok etkileniyorum, en sevdiğim kitap bu diyorum, ama kısa süre sonra anlıyorum ki hiç bir kitap beni 'Notre Dame'ın Kamburu' kadar etkilemiyor.
Kitabın güzelliği, hikayesi ve karakterlerinde. Bugün bakıldığında kadın taraftarı sayılabilecek bir kitap. Hugo feminist olduğundan değil elbette, ama onun sonsuz hümanistliğinde her canlının yaşamaya hakkı olduğundan. Bunu anlatmak için yine çok uç bir örnek seçiyor ve her toplumca dışlananları, bir çingeneyle, bir ucubeyi ana kahramanı yapıyor. Esmeralda, genç ve güzel bir çingene kızı. Onun Paris sokaklarına gelişiyle romandaki her erkek ona farklı bir şekilde aşık oluyor. Yakışıklı asker Phoebus'ün Esmeralda'ya hissettiği sadece tensel arzudur, Notre Dame'ın baş rahibi Frollo ona gelgitlere sahne hastalıklı bir tutkuyla bağlanır, şair Gringoire ona hayrandır, kitapta onu gerçekten tek seven insan ise, insanların küçümsediği hasta ve sakat Quasimodo'dur. Kitabın sonunda ise, Esmeralda tüm bu tutkuların kurbanı olur ve Quasimodo'nun onu katedrale saklayıp sığındırmasına rağmen, kral ve Frollo tarafından öldürülür.
One of the main themes of the book is fate and the change of fate. Esmeralda (born Agnes), a daughter of a wealthy family, gets kidnapped by gypsies. They left the "freak" Quasimodo in her place. The mother abandons him and people believes him to be devil's son and wants to kill him. Frollo saves him and brings him to Notre Dame. When fate brings Esmeralda and Quasimodo together again, it will result in both their deaths.
Kader ve kaderin değişebilirliği kitabın ana temalarından biridir. Aslında zengin bir ailenin kızı olan Esmeralda (Agnes) bebekken çingeneler tarafından kaçırılır. Çingeneler onun yerine ucube doğmuş olan Quasimodo'yu bırakırlar. Halk, şeytanın çocuğu olduğuna inandıkları Quasimodo'yu öldürmeye çalışırken, Frollo onu himayesine alır ve onu katedralin zangoçu yapar. Kaderleri Esmeralda ve Quasimodo'yu tekrar buluşturduğunda, bu buluşma ikisinin de ölümüyle sonuçlanır.
The real protagonist of the book, and one of its main themes is the cathedral of 'Notre Dame' itself. Hugo writes to book to save the cathedral which was in despair and even some people suggested to tear it down. After the book, not only the cathedral is restored, but gothic architecture revived as well. In the book, the cathedral is both a piece of architecture and the church itself, with people destroying the cathedral, it became a cemetery instead of a sanctuary and caused their deaths. The only person who doesn't cast out Esmeralda is Quasimodo, the one with the lowest status in the book. In this, Hugo declines the thought that the bad and intolerance rise from ignorance, it's the opposite, it's the knowledge the society imposes on us in forms of religion and tradition that creates discrimination. That is why only Quasimodo can love Esmeralda.
Kitabın asıl ana kahramanı ise 'Notre Dame de Paris' katedralidir. Bu kitabı Victor Hugo, 18. yüzyılda oldukça eskiyen ve yıkılması konuşulan katedrali kurtarmak için yazar. Nitekim kitaptan sonra katedral restore edilir ve bugünkü görkemli haline kavuşur. Kitapta katedral hem bir bina, hem de kilisenin kendisidir. Aslında koruyucu ve kucak açıcı olan kilise, insanların onu bozmasıyla bir mezarlığa dönüşür ve Esmeralda'yı korumak yerine ölüme mahkum eder. Esmeralda'yı dışlamayan tek kişi ise Quasimodo'dur, yani kitabın toplumdaki yeri en düşük olan kişisi. Bu sayede Hugo bize insanın içindeki kötülüğün ve hoşgörüsüzlüğün cahillikten değil, tam tersine bilgiden kaynaklandığını söyler. Çocukluğumuzdan itibaren aldığımız din, gelenek, görenek gibi çeşitli yüklemeler, ayrımcılığı yaratır, bu insanın özünde yoktur. Bu yüzden sadece hiçbir bilgisi olmayan Quasimodo Esmeralda'yı gerçek anlamda sevebilir.
'Notre Dame de Paris' is such a immortal book, that we can still see discrimination against many groups (and still against gypsies and women) through the whole world. Because of this and to debate on human nature, reading Hugo is one of the best gifts someone can give himself.
'Notre Dame'ın Kamburu' o kadar ölümsüz bir kitap ki, bugün hala belli gruplara (ve hala çingene ve kadınlara) karşı aynı davranışları bütün dünyada görebiliyoruz. Hem bu yüzden, hem de insana dair bir şeyler düşünmek adına Victor Hugo okumak insanın kendine yapabileceği en büyük iyiliklerden biri.
No comments:
Post a Comment