Edit: We lost Bob a week after I wrote this too, nothing to say much except life is not fair and nice and sunny sometimes. RIP beautiful love :(
I will tell you a different street cat named Bob today, my dirty street cat named Bob. He arrived at our door steps about a week ago, he has a sick appereance, although he didn't have any visible injuries or alikes. The weird part was that from the moment he arrived, he showed such a peculiar fondness to both me and my mother, like hugginh my mother's legs. Of course this fondness was soon awarded with lots of food and fresh water.
Çok satanlar listesindeki Bob'un hikayesi değil ama size benim kirloş Bob'umun hikayesini anlatacağım bugün. Bir hafta kadar önce bizim apartmanın önünde peydah oldu Bob, hali tavrı hasta gibiydi ama görünürde pek bir şey yoktu. Bir de ilk geldiği günden itibaren bana da anneme de bir yakınlık içerisindeydi. Tabii bu yakın hisler hemen su ve mama ile de ödüllendirildi.
Sokak kedisi Bob
I guess it was the second day that this Bob dude first hugged my mom's legs (I know it's a dog's move, not a cat's, right?) and then sneaked into our building. The next day, he did the same trick to me and he ran to our door faster than me and began to beg to get inside. He was acting like it was his house and it was simply natural for him to be there. And I have absolutely no idea how the heck did he know which one was our door. Since Leo's demise (which, yes, I didn't tell you about - which happened all of a sudden in January) I'm such a cry baby about cats (and dogs, and birds, and everything really), so we took him home, gave him Leona's food (Leona: the black ball of cuteness below). He ate a little bit of food and just jumped onto my mom's lap, just like it's his natural spot. His air of naturalness and of belonging there was really started to get me (confused, touched, mesmerised.... you name it I had it!). He didn't pay any attention to Leona at all by the way which is weird for a stranger cat coming to an unknown house (right?).
Sanırım ikinci gün, bu Bob bey sabah annem işe giderken onun ayaklarına sarılmış, sonra da ayaklarının arasından apartmana dalmış. Ertesi gün de bana aynı şeyi yaptı, girdi apartmana benden önce koşa koşa bizim dairenin önüne gidip beni eve alın diye bağırmaya başladı. Hani sanırsınız evin kedisi gezmiş dönmüş. Bizim dairenin hangisi olduğunu nereden bildi akıl sır ermez. Ben tabii kediler konusunda yumuşak kalpli sulu göz bir insanım (size söylemedim blog okuyucularım ama Ocak ayında Leo'yu kaybettik, o zamandan beri bende haller hal değil) aldık eve, mama verdik. Mamayı biraz yedi, hop annemin kucağına, oradan bana. Evdeki Leona'ya (o da fotoğraftaki siyah kedi) hiç taktığı yok. Hala üzerinde kendi evine dönmüş havaları.
As you can already guess, his ways caused my water canals to open and not close for days and I cried and cried babbling stuff like "look mom, Leo came back". But, mom and Leona weren't such cry babies (especially Leona who I suspect has no heart at all :P) and clearly stated their side, so after a couple of hours I put some food and water and took Bob out.
Tabii bu halleri bende muslukların açılıp günlerce kapanmamasına vesile oldu, Leo geldi diye ağlayıp duruyorum. Annem ve Leona benim kadar sulu gözlü çıkmayıp tavırlarını net olarak ortaya koydular, sonuçta Bob birkaç saat evde kaldı, annem sonra yine alırız dedi, mamayla kandırıp indirdik aşağı.
While I was petting Bob, I saw some scars on his lips, so the following day I took him to the vet. And what I learned at the vet caused the water canals to live the biggesrt flood of the year and the local tribe to recite for water gods to stop the flood: Bob obviously had some gum infection just like Leo and all his teeth were extracted from his mouth. This of course explained his ill-like appearance and his thinness. The cat is a tawny so was Leo, both are males, their ages were more or less the same, they even have the same illness....
Bob'u severken sanki dudağı yarılmış gibi gelmişti, ertesi gün veterine götürdüm. Veterinerin söylediği de bendeki gözyaşlarının muson yağmurlarına dönmesine ve mevsim normallerinin çok üstüne çıkmasına neden oldu. Bob üç yaşlarında kısır bir erkek kedi ve tüm dişleri tahminen diş eti enfeksiyonu yüzünden çekilmiş, yani hayvanın ağzında hiç diş yok (Leo'da da aynı hastalık vardı, hatta onun da dişleri çekilsin mi diye konuşmuştuk veterinerle bir ara). Kedi Leo gibi sarman, erkek, yaşı tutuyor, hastalığı bile aynı artık bu kadar da olmaz diyerek döndük eve.
It cannot be reincarnation as Bob needs to be a baby then, was it a trick of gods, I couldn't tell, but it shook me awfully and I felt as bad as the first days of loosing Leo. And Bob had (and still has) some manners, some air, I don't know how to say it, something that almost made me believe that he was in fact our cat all along. He lays in our door steps all day, even when I just look out at the window he hears it and looks up. The way he looks at me makes me want to cry every time... (I know, such a manipulator, right?)
Reenkarnasyon desem değil, kader mi desem, tanrıların oyunu mu, ne desem bilemedim, ama çok sarsıldım, Leo'nun öldüğü zamana geri döndüm sanki. Hayvanda da öyle bir haller var ki, sanki sahipleri bizmişiz de bizim haberimiz yokmuş. Bütün gün kapıda yatıyor, camdan baksam nereden hissediyorsa kafayı kaldırıp cama bakıyor. Gözümün içine bir bakışı var, yüreğim parçalanıyor.
Unfortunately Bob is still on the streets but he and Leona get along better together and we take him to the house every day for a couple of hours. I want to adopt him (like soooo bad), but as mom is the boss at the house, I cannot do more than that right now. He seems better, is more alive, he strolls around the neighbourhood and even has some friends on the street. The rest is up to him and his ability to make Leona and my mom to fall in love with him.
Bob şimdilik sokakta, Leona'yla birbirlerine biraz daha alıştılar, en azından Leona ona hırlayıp durmuyor. Her gün 3-4 saat Bob'u eve alıyoruz besleyip seviyoruz, sonra yine dışarı. Onu dışarı atmak bana her defasında koyuyor ama evde annenin sözü geçtiğinden yapacak bir şey yok. Şimdiden biraz canlandı, yüzündeki şiş indi, artık sokakta da daha çok dolanıyor, bütün gün uyumuyor, sesi soluğu çıkıyor. Gerisi Bob'a kalmış, hem Leona'yı hem annemi kendine aşık ederse durum değişebilir, ama benim elimden gelen bu.
İşte benim tuhaf sokak kedisi Bob hikayem de bu....
UPDATE: Two nights ago, Bob made his first move to spend the night at the house and slept for like 6 hours straight without even raising his head, so here is a photo of our situation at 2 a.m. in the morning: