"She's not your typical dad."
"O bildiğiniz babalardan değil"
Interestingly enough, my fourth fashion inspiration is a transsexual this time! I know that British television can be quite good if they really want to with that odd British humor and beautiful depressing landscapes (Coupling, Dr. Who, Downton Abbey or Shameless just to count a few), but it really grows some balls this time (pun intended) with Shameless creator Paul Abbott's new drama series Hit&Miss. A pre-op transsexual hit-woman learns she fathered a son after her ex-lover's death and finds herself in a double life managing her time between kills and looking after a troubled family of 4 children. Dysfunctional like Shameless but more dramatic than it with Mia's efforts to feel like a normal woman and the never-ending troubles of the children, this series sure is promising.
İlginç bir şekilde moda ilhamlarından dördüncüsü bu sefer bir trans! Artık hepimiz biliyoruz ki, İngiliz televizyonu isterse müthiş yapımlar çıkarabiliyor (misal Coupling, Dr. Who, Downton Abbey ve Shameless). Bu sefer de Shameless'ın yapımcısı Paul Abbott'la birlikte oldukça cesur bir projeye imza attı ve Hit&Miss serisini yarattı. Ameliyat-öncesi dönemde bir trans tetikçinin eski sevgilisinin ölümüyle bir oğlunun olduğunu öğrenmesi ve birden kendini dört çocuk annesi bulmasıyla başlıyor hikaye. Shameless gibi sorunlu bir aile ama bu Hit&Miss bu sefer daha dramatik ve Mia'nın kendini kadın gibi hissetme ve sorunlu çocuklarla uğraşma hikayesi bir de içine tetikçilik macerası eklenince ortaya oldukça yaratıcı bir dizi çıkıyor.
İlginç bir şekilde moda ilhamlarından dördüncüsü bu sefer bir trans! Artık hepimiz biliyoruz ki, İngiliz televizyonu isterse müthiş yapımlar çıkarabiliyor (misal Coupling, Dr. Who, Downton Abbey ve Shameless). Bu sefer de Shameless'ın yapımcısı Paul Abbott'la birlikte oldukça cesur bir projeye imza attı ve Hit&Miss serisini yarattı. Ameliyat-öncesi dönemde bir trans tetikçinin eski sevgilisinin ölümüyle bir oğlunun olduğunu öğrenmesi ve birden kendini dört çocuk annesi bulmasıyla başlıyor hikaye. Shameless gibi sorunlu bir aile ama bu Hit&Miss bu sefer daha dramatik ve Mia'nın kendini kadın gibi hissetme ve sorunlu çocuklarla uğraşma hikayesi bir de içine tetikçilik macerası eklenince ortaya oldukça yaratıcı bir dizi çıkıyor.
But for me, there is more to it than drama in the show. First of all, as far as I can remember, we don't see a lot of transsexuals/transgenders on t.v. as persons and not sex worker and /or criminal other than Nip/Tuck and Ally McBeal. So Mia is fresh and long-waited for me and the costume designer department really did a good job creating a real woman, instead of an overly sexualized but still mannish stereotype. I just love how she is dressed trough the entire show, with colorful kimino robes and sexy lingerie for bed and bohemian chic tops and western-inspired accessories in her daily life.
Ama benim için bu dizide dramadan çok daha fazlası var. Öncelikle, hatırladığım kadarıyla bu dizi televizyon tarihinde Nip/Tuck ve Ally McBeal dışında transları seks işçisi ya da suçlu olmanın ötesinde işleyen ilk dizi, üstelik bu dizideki trans dizinin baş kahramanı. Bu yönüyle Mia benim için yenilikçi ve uzun süredir beklediğim bir karakter ve dizinin kostümcüleri de onu genelde transların resmedildiği gibi aşırı seksi bir giyim tarzıyla değil, gerçek bir kadın olarak yaratmışlar. Her bölüm Mia'nın giydiği her şeye bayılıyorum, gece yatarken giydiği seksi iç çamaşırları ve renkli kimonoları, desenli bohem-şık üstleri, hatta çiftlikte giydiği renkli kovboy çizmeleri sanki benim için yaratılmış gibiler.
Ama benim için bu dizide dramadan çok daha fazlası var. Öncelikle, hatırladığım kadarıyla bu dizi televizyon tarihinde Nip/Tuck ve Ally McBeal dışında transları seks işçisi ya da suçlu olmanın ötesinde işleyen ilk dizi, üstelik bu dizideki trans dizinin baş kahramanı. Bu yönüyle Mia benim için yenilikçi ve uzun süredir beklediğim bir karakter ve dizinin kostümcüleri de onu genelde transların resmedildiği gibi aşırı seksi bir giyim tarzıyla değil, gerçek bir kadın olarak yaratmışlar. Her bölüm Mia'nın giydiği her şeye bayılıyorum, gece yatarken giydiği seksi iç çamaşırları ve renkli kimonoları, desenli bohem-şık üstleri, hatta çiftlikte giydiği renkli kovboy çizmeleri sanki benim için yaratılmış gibiler.
I love her style so much, because she uses a lot of colors and prints, but also she can look chic and sexy, but yet her outfits always look effortless. And I must also say that Chloë Sevigny should seriously think going brunette, she looks perfect with the black long hair.
Renkli ve desenli giyindiği için Mia'nın tarzına hayranım, ayrıca hem çok şık görünüyor, hem de sanki üstüne bir şeyler giymiş ve hiç uğraşmamış izlenimi veriyor ki, bu yapılması çok zor bir iş. Şunu da söylemem gerekir ki bence Chloë Sevigny kesinlikle esmer olmalı, bu uzun siyah saçlar ona sarıdan çok daha fazla yakışıyor.
Renkli ve desenli giyindiği için Mia'nın tarzına hayranım, ayrıca hem çok şık görünüyor, hem de sanki üstüne bir şeyler giymiş ve hiç uğraşmamış izlenimi veriyor ki, bu yapılması çok zor bir iş. Şunu da söylemem gerekir ki bence Chloë Sevigny kesinlikle esmer olmalı, bu uzun siyah saçlar ona sarıdan çok daha fazla yakışıyor.
Before ending this post, I must also say that I appreciate Sevigny a lot for playing a role like this. It's no secret that her features is a little bit manly and in an industry where beauty is the top thing that will get you to the top, playing a transsexual and letting everyone see you with a penis is no ordinary thing. So my love for her grew just a little bit more with it.
Bu yazıyı bitirmeden şunu da eklemeliyim ki Sevigny'nin böyle bir rolde oynamasını çok takdir ediyorum. Onun gibi erkeksi hatlara sahip bir kadının, güzelliğin tek değer olduğu sinema/tv endüstrisinde bir transı oynaması ve ekrana bir penisle çıkması öyle çok da sık rastladığımız bir şey değil ne de olsa. Bu diziyle ona olan sevgim de katlanarak arttı tabii ki.
Bu yazıyı bitirmeden şunu da eklemeliyim ki Sevigny'nin böyle bir rolde oynamasını çok takdir ediyorum. Onun gibi erkeksi hatlara sahip bir kadının, güzelliğin tek değer olduğu sinema/tv endüstrisinde bir transı oynaması ve ekrana bir penisle çıkması öyle çok da sık rastladığımız bir şey değil ne de olsa. Bu diziyle ona olan sevgim de katlanarak arttı tabii ki.
As of now, Sky Network didn't admit of renewing this series, but I sure hope that they will come to their senses soon enough, because it must be the best thing that happened to them since Coupling!
Diziyi merak edenlere şunu söyleyeyim, 6 bölümlü ilk sezon bitti, Sky Network de şu ana kadar dizinin 2. sezonunun olacağını daha belirtmedi, ama umalım ki yakında bu haberi alıp 2. sezonu beklemeye başlayalım.
Diziyi merak edenlere şunu söyleyeyim, 6 bölümlü ilk sezon bitti, Sky Network de şu ana kadar dizinin 2. sezonunun olacağını daha belirtmedi, ama umalım ki yakında bu haberi alıp 2. sezonu beklemeye başlayalım.
No comments:
Post a Comment