Thursday, August 20, 2009

AŞKIN ANLAŞILMAZ YÜZÜ

-Her sabah aynı göğe uyanıp her akşam aynı gökdelenlerin ardında yıldızları aramaktan yoruldum artık!

-Yıldızları çok yanlış bir yerde arıyorsun!

-Yolumu kaybettim sanırım...

-Onlar senin bildiğin dünyaya ait değil. Onlar o kadar uçarı kelebeklerdir ki bir anda gökten kaybolup, birinin gözlerine yerleşiverirler.

-Oradan da ruha varmalılar o zaman.

-Her cismin nihai durağıdır ruh, ama çoğu insan bir tekine bile dokunamadan yok olurlar.

-Şanslı azınlığa ne olur peki?

-Onlar, dünyanın sonuna dek sevginin ateşinde yaşarlar.

Adam sigarasından bir nefes çekti ve kadının gözlerine baktı.

-Gözlerimde bir şeyler arar gibisin.

-Bir zamanlar oraya iki çiçek yerleştirmiştim, dünyaya benimle bakabilesin diye. Ama ne kadar hor kullanmışsın onları; bak, bütün yaprakları dökülmüş.

-Ömrü bu kadar mıymış yani?

Adam hırçınlaşmıştı. Gözlerini yeniden sigarasına çevirdi:

-Hiçbir şeyin ömrünü yıllarla ölçemezsin! Çevrene dikkatle bakarsan orada yüzyılların yaşanmışlığını bulacaksın.

-Her şeyin ömrü bu kadar azken yüzyıllar nasıl kalıcı olabilir ki? Hem kim ne yapsın ki o basit yaşantıları?

-Maskelerin yıpranmış görünüyor, dikkat et! İçindeki canavarı dışarı salmak üzeresin!

-Hangi canavardan bahsediyorsun sen? Yoksa bu da beni kırmak için yarattığın yeni bir bahane mi?

-Ben miyim bu ilişkide bir şeyleri kıran? O kadar sakarca sevdin ki beni.....

-Şimdi de sana rahatsızlık vermeye başladım yani?

-Rahatsızlık mı? Ruhumu parçalaman sana yetmediğinde onu rüzgara savurdun. Artık parçaları toplamam imkansız... Elimde kalan azıcık hayatla kendime bir koza örmeliyim.

-Ne çıkabilir ki o kozadan bu saatten sonra?

-Gencecik bir kelebek!

-Yanımda kalmaktansa tek günlük bir yaşamı tercih ediyorsun demek.

-Ne kadar yanılıyorsun! Sana söylemiştim, ömür saat yelkovanıyla ölçülmez. Ve evet, tek günlük özgürlüğü ebedi esarete tercih ediyorum.

-Gidiyorsun yani...

-Beni burada tutan bir şey kaldı mı?

Kadın öfkeyle ayağa kalktı.

-Ben aklından silineli kaç hafta oldu söylesene?

-Kendini maskenle tanıttığına göre onu korumasını bilmeliydin.

-Beni çırılçıplak bırakacağını bilemedim. Hem ne kadar korkunç olabilir ki maskemin altındaki?

-Bütün güzelliğini solduran bencilliğin ve yıllardır özenle öldürdüğün sevme yetim.

-Her insanda bencillik var. Bu, doğamızdan gelir ve yok edilemez!

-Yaşadığımız her şeyin adına bu kadar küçültme kendini, bu bahaneler sence de fazla alışılmış değil mi? O bencilliğini yok edemeden başka birini sevmeyi nasıl umuyorsun?

-Herkes biraz birbirine benzer. Bunu nasıl reddedebilirsin?

-Cevaplarının hepsi yeni sorular doğuruyor, hiçbir yere varılmayacak böyle anlaşıldı. Artık geldiğimiz yeri bire göremiyorum, o kadar uzaklaşmışız ki birbirimizden.

-Yani en iyisi gitmek...

Böylece kadın yeni yıldızlar bulmaya yola çıkarken sonsuzluğun ateşinden iki ruh daha eksildi....

No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails