Uyarıyorum bu yazı oldukça genellemeci, ilk intibaya dayalı sığ bir yazı. Fakat 27 yılda çoğunlukla doğru olduğunu gördüğüm genellemeler bunlar, sizinle de paylaşmadan duramadım. Bakalım siz aynı fikirde olacak mısınız?
Her gün bin kere kullandığımız havadan sudan konuşma kalıpları var ve bunlar sosyal yaşamın ayrılmaz parçaları maalesef (nefret ederim şu anlamsız konuşmalardan, bence zaman kaybından başka bir şey değil). Mesela bir Alman'a nasılsın diye sorarsanız (ki onlar nasıl gidiyor diyor aslında), karşılığında asla "iyi" cevabını alamazsınız, onlar otomatik olarak "eh işte" manasına gelen "gidiyor" derler. Benzer olarak Fransızlar da bu soruya genelde "gidiyor" derler konu kapanır. Amerikalı/İngilizler daha iyimserdir "iyi" derler, konu yine kapanır. Ama geveze milletim Türklere gelince "N'aber" gibi kalıplaşmış bir sorunun cevabı olarak bir saat laf dinlemek zorunda kalabilirsiniz. İşte bu düşünceden yola çıkarak Türkleri şu beş gruba ayırdım:
1. Süper!
En sinir olduğum insan tipini oluşturan bu süperciler grubu, hayatlarında güzel giden herşeyi biz fanilerin suratına vurmak isterler. Bu süperin ardından "Sevgilimle Seycheller'e tatile gittik", "Hayatımın aşkını buldum", "İş yerinde terfi aldım" gibi beni sinirden deliye çeviren bir ya da birkaç cümlenin daha gelmesi kaçınılmazdır. Bu fazla mutlu insanlar iyimserlikleri, yaşam enerjileriyle karşısındaki deliye çevirir, kıskançlıktan çıldırttır ama aslına baktığınızda bu tip insanların ancak yarısı gerçekten o kadar mutludur, geri kalanı sadece mutlu rolü yapıp kendilerini de buna inandırmaya çalışıyordur. Genelde kadınlardan oluşan bu tip insan, aynı zamanda kafe barlarda kadın grupları halinde oturup kahkahalarıyla baş ağrıtan, can sıkan tiplerdir, ekseriyetle uzak durunuz.
2. İyi
Benim de içine girdiğim bu grup, "Nasılsın" sorusunda gerçek bir mana aramaz, iyi der geçiştirir. "İyi" cevabı ardından başka bir soru soramazsınız artık, konuşmanın bu gereksiz kısmı biter, çünkü kimse "iyi" cevabı veren insana, "neden iyi/ nesi iyi?" gibi sorular soramaz, kendisi de ister istemez "iyi" demek zorunda kalır. Ben bir gün kendimi kötü hissetsem bile bunu arkadaşımla paylaşmak istiyorsam zaten konuşmanın bir yerinde paylaşırım ama daha buluşmanın başında insanı sıkmanın da anlamı yok yani.
3. Eh işte
Eh işteciler hiçbir şeyden memnun değildirler, onlara göre hayatları ne kadar güzel, sevgilileri ne kadar taş, patronları ne kadar kanka olursa olsun hayatta hep söylenecek bir şeyler vardır, o yüzden de "nasılsın" sorusuna cevapları ancak "eh işte" olur. "Eh işte" diyen insan her zaman karamsar, bazen sıkıcı, çoğunlukla da suskun içine kapalı bir tiptir. Depresyon "eh işte"nin kaçınılmaz yoldaşıdır ki böyle insanlar arkadaş gruplarının havayı karartanlarındandır. Ha, tabii "eh işte"yi o an gerçekten kendini iyi hissetmediği için söyleyen insanlar da mevcuttur, o yüzden eh işteciler her zaman bir sonraki gruba yeğ edilmelidir.
4. Kötü
Kötücüler yanından hızla kaçılması, mümkünse kendisiyle bir daha asla görüşünülmemesi gereken insanlardır. Daha konuşmaya başlar başlamaz karşısındaki darlar, bütün sorunlarını nefes almadan ortaya döker, ki her zaman fazlasıyla sorunludurlar. Şu tarz bir konuşmayı bu insanlarla sık sık yaşarsınız:
Kötücü: Naber?
Ben: İyi, senden?
Kötücü: Kötü ya sorma, karnım ağrıdı, başım kaşındı, annemle kavga ettim, karım yemeği yaktı, politika da berbat, havalar bir tuhaf vs. vs.
Bu kötücüler aynı zamanda "ne olacak bu dünyanın hali" grubuna da dahil olduklarından söylenmekte üstlerine yoktur, size kendinizi kötü hissettirir, duygu sömürüsü yapar bir de sizden empati kurmanızı isterler. Kesinlikle dünya üzerinde yaşayan en huysuz en sevimsiz insan türüdür ve uzak durulması gerekir.
5. Hamdolsun
Hamdolsuncular tüm bu gruplardan ayrı tuhaf bir gruptur. Bu grubun insanlarını aynı zamanda her cümlede en az bir kez "Allah" demelerinden tanıyabilirsiniz, inşallah, maşallah, evvelallah ve türevi laflar ağızlarından düşmez. Her cümlelerinde Allah'a bağlılıklarını bildirip karşısındakine dindarlığıyla hava atmaya çalışır. Bu tip insanlar sinir bozucudur, ayrıca zaten bu insanlarla konuşmaya çalışmanız da boşuna olur, çünkü büyük olasılıkla her konuya din açısından bakıp canınızı sıkacaklardır.
2 comments:
Harika olmuş. Süperciler bir de facebook'tan mütemadiyen fotoğraf paylaşırlar. Dünyanın çeşitli yerlerinden albümler. Paris-2012 mesela. Ha bir de bilimum restoran gece kulübüü ve konserde check-in yaparlar. Bu checkin olayı da feci.
Ben üniveristeyi hayat berbat diyerek bitirdim. Sonra aniden kafayı değiştirip iyi'ye terfi ettim.
Bir de 'iyi diyelim iyi olalım'cılar var ki ben onları da severim.
İyi diyelim iyi olalımcılar yazıyı yazdıktan sonra benim de aklıma geldi ama sen benden önce davranmışsın :)
Post a Comment