Dün 20. kez 'Neredesin Firuze'yi izledim, o nasıl güzel bir filmdir ya, kostümler, müzikler, dünyanın en arabesk hikayesini bu kadar eğlenceli anlatabilmesi. Ama çoğu zaman ödüllere aday bile gösterilmiyor ve gişede de başarı yakalayamıyor. Sonra yine düşünmeye başladım, nedir bu Ezel Akay'ın Türk seyircisinden çektiği diye...
Bu ülkede değeri en az bilinen yönetmenlerden biridir bence Ezel Akay. Oysa, hem değişik konuları ele alış açısı, hem yarattığı sinemasal dünya nedeniyle çok takdir ettiğim yönetmendir, üstelik filmleri de çok keyifli ve eğlencelidir, kadroları ise Türkiye'de çoğu yönetmenin hayal bile edemeyeceği ünlülerle doludur.
O zaman neden sevilmez bu adam? Sorun klasik-ticari film ne de sanat filmi olmamasından kaynaklanıyor, filmlerinde para kazanmadan çok bir şey anlatmak derdi olduğu muhakkak, ama Türk entellerinin alıştığı gibi Fransız sinemasından etkilenen Nuri Bilge Ceylan filmleri çekmediği için, bu izleyici kitlesini de cezbedemiyor, yani iki arada bir derede kalıyor. Bu tip entel sinefiller, Özcan Deniz'in hikayesini anlattığı bir filmi reddediyor, sıradan seyirci ise bu kadar renkli ve yapay bir filme alışamıyor. Çoğu eğlencelik filmler çektiğini düşünüyor, ama ben buna katılmıyorum.
Bir kere Ezop olarak farklı bir anlatım tarzı yaratmayı deniyor ve kendi tarzını yaratıyor. Üstelik bu yapay ve hayali dünya yaratma istediği Türkiye'de daha hiç yapılmamış bir şey, aslında bir anlamda Ezel Akay'a Türkiye'nin Tim Burton'ı diyebiliriz.
İlk filmi 'Neredesin Firuze', Özcan Deniz'in hayat hikayesine komik bir bakış. Türkiye'deki müzik dünyasını pastel renklerde anlatan bu filmde Türkiye'de oyuncu namına kim varsa mevcut; Özcan Deniz, Haluk Bilginer, Cem Özer, Ragıp Savaş, Demet Akbağ, Ruhi Sarı, Şebnem Dönmez, Ahu Türkpençe, Hamdi Alkan, Zeynep Erolat, Janset... Filmin en önemli özelliği ise, arabesk müzikleri pop, pop müzikleri arabesk olarak arnaje eden ve çok geniş bir yelpazeye sahip müzikleri. Ben şahsen Özcan Deniz'in ne kadar iyi bir sesi olduğunu bu filmde öğrendim, keşke şu adam abuk subuk şeyler söylemeyi bıraksa da yola gelse. Hele bir 'Ahirim Sensin' vardır ki, beni benden alır, dinlemediyseniz dinleyin!
Hikaye Özcan Deniz'in hikayesi, ama olaylar tabii Ezop'un yorumuyla biraz gerçekten uzaklaşmış, mesela Firuze'nin film sonunda ortaya çıkan sırrı gerçek değil, aslında Özcan Deniz Firuze'ye ne olduğunu hiçbir zaman öğrenememiş.
Şarkılarını söyleyemediğim için sinemada izlediğime pişman olduğum, her televizyonda gösterildiğinde izlediğim, ayrıca DVD ve soundtrack albümüne sahip olduğum bu film neden hak ettiği yere konmaz aklım ermiyor.
Ezel Akay'ın ikinci filmi 'Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü' idi, bu film daha eğlencelik olsa da, yine Hacivat-Karagöz hikayesine getirdiği ilginç yorum ve Haluk Bilginer-Beyaz ikilisi filmi değişik kılan özellikler. Kadro yine dolu: Haluk Bilginer, Beyaz, Şebnem Dönmez, Güven Kıraç, Ayşen Gruda, Ragıp Savaş... Bu filmin en sevdiğim yanı yine Ezop'un yarattığı dünya ve espirilerin kalitesi. 'Neredesin Firuze' kadar kalbimde yer etmedi, ama yine "masal anlatma" tarzıyla iyi bir filmdi. Kader o ki, bu film de hiçbir ödüle aday bile gösterilmedi.
Son film de '7 Kocalı Hürmüz', zaten herkesin çok sevdiğini tahmin ettiğim müzikal/filmin Ezop'cası, bu film Ezel Akay'ın gişede en büyük hayal kırıklığı yaratılan filmi oldu sanırım. Oyuncu kadrosu her zamanki gibi: Nurgül Yeşilçay, Memet Ali Alabora, Haluk Bilginer, Gülse Birsel, Cengiz Küçükayvaz, Erkan Can, Sarp Apak, Betül Arım... Bu filmi gerçekten çok sevdim, müzikleri yine çok güzeldi, kıyafet tasarımı inanılmazdı, set daha da bir Burton'variydi, danslar süperdi, Nurgül Yeşilçay'ı da Gülse Birsel'i de sevmememe rağmen, bu filmde onları bile sevdim, çok ama çok eğlendim. Nurgül Yeşilçay Ayten Göçer kadar iyi olabilir mi derseniz, o kadar iyi olamaz belki ama, bu filmde çok farklı bir Hürmüz var, dolayısıyla başta aklımda böyle bir soru işareti olsa da, filmi izlerken bu düşünceyi unuttum doğrusu.
Uzun lafın kısası Ezop'u sevelim, ayıp etmeyelim!
No comments:
Post a Comment