Saturday, March 27, 2010

Nazili filmler ve çocukluk/ Nazi Films and Childhood



Ben Nazi gerçeğiyle daha çocukken tanıştım. 2 film vardır Nazilerle ilgili sahneleri aklımdan hiç çıkmayan. 7 yaşında bir çocuğun gözünden inanılmaz ve kavranılamayacak bir şeydi, hoş 25 yaşından birinin gözünden de öyle ya. Çok etkilenmiştim olanlardan, sonra anneme sordum, o da anlattı diye hatırlıyorum, ama neler söyledi bilmiyorum. (Bir çocuğa Nazilerin anlatılması size garip gelebilir, ama bir pedagog olan sevgili annem, 3 yaşından beri ne sorsam anlayabileceğim şekilde anlatmıştır. Hatta daha anne karnında anlatırmış, bak kızım bunlar bulut, yağmur yağıdıyorlar filan diye, millet de dalga geçermiş:). Sonuç ne oldu derseniz, merak ettiği şeyi öğrenmeden rahata kavuşmayan, meraklı ve çok okuyan bir bünye çıktı ortaya. Annemin en hayran olduğum özelliklerinden biridir bu. -Neyse annemi
 övmeyi geçelim, bir şey anlatıyordum değil mi?)

I first learned about the Nazis when I was 7 years old. There were 2 films about Nazis that I watched as a child and can never forget about. The event was unbelievable and incomprehensible as a 7 year-old girl (ans still is as a 25 year-old one.) I was very affected by it, I asked my mother about Nazis and she told me somethings, but I cannot remember what exactly. (It may seem weird that a mother told her child about Nazis, but as a pedagogue, she answered all of my questions simply. She even used to tell me things when I was still in his belly, "look these are clouds, they make the rain" etc., and people made fun of her:) If you are wondering what was the result, I became a very curious person and a bookworm at the end. This is one of my mothers favorite traits in fact, but enough about my mom, I was telling something else entirely)


Going to Dead by *seraphina5042 on deviantART

foto: Auschwitz, Birkenau Kampı, hakları tamamen bana aittir.

photo: Auschwitz, the Birkenau Camp. all rights reserved by me!

Ama maalesef, adlarını hiçbir zaman öğrenemedim. İlkini daha sonra CNBC-E bir-iki kere gösterdi, izledim diye hatırlıyorum ama ismi aklımda kalmamış diğerinden ise hiç haberim yok.

Anyway, unfortunately, I never learned the names of the films. I watched the first film a few times more at t.v., but I cannot remember the name.

İlk filmi sanırım 7 yaşında, kahramanı bir çocuk diye çocuk filmi olduğunu sanıp izlemiştim. Küçük bir çocuk, önce babasını aldılar kamplara, dedesiyle yaşıyorlardı, dedesinin buradan gidelim ısrarlarına hiç aldırmıyordu, babam geri gelecek sonra bizi bulamaz diye. Sonra dedeyi de aldılar, ya da dede öldü tam hatırlıyamıyorum, çocuk tek başına kaldı. Bir de faresi vardı kibrit kutusunda taşıdığı. Fare deyince hamster filan değil, bildiğiniz fındık faresi... (Olay Almanya'da geçiyor bu arada.) Bombalardan ön cephesi yıkılmış bir bina buldu, onun tavanarasına saklandı çocuk, ama sonra merdiven de çöktü kaldı orada. Sonra karşıda Alman bir doktor oturuyordu, o gördü bir gün oğlanı evine aldı. Evin sarışın mı sarışın, güzel mi güzel bir kızı vardı, bizim oğlanın yaşında, oğlan ona aşık oldu.

I think I saw the first film when I was seven. The main character was a child, so I thought it was a children movie. There was a little Jewish boy, the Nazis first got their father, he was then living with his grandfather. The grandfather wanted to go someplace else, but he refused, because he though that his father cannot find them when he returns. They took the grandfather too, or he died I cannot remember, but at the end the boy stayed alone. He only had a mouse as a pet that he carries in a matchbox... By the way, if I'm not wrong, it was in Germany. 
He found a torn-down building and hided at the ceiling. Then the stairs collapsed.

Sonra doktor köylere doğru kaçalım deyince, ona da babam dedi, yine geri döndü yıkık binaya. Sonra bir ara Naziler binaya girdi, ödümüz koptu çocuğu bulacaklar diye ama bulamadılar allahtan. Gördüğünüz gibi filmi dün izlemişim gibi hatırlıyorum, adı dışında yani. Neyse sonunda Ruslar girdi Almanya'ya da çocuğu bulup kurtardılar. (Onu bulan Rus komutan çok tatlı genç bir adamdı, bunu sevdi, benim içimin yağları eridi filan). Neyse sonunda hakikaten babasını da buldu diye hatırlıyorum. Var mıdır Allah aşkına bu filmi hatırlayan?

As he was about to starve, a German doctor working near the building saw the boy one day and took him home. He also has a very beautiful girl around the boy's age. But shortly after, they decided to go to the countryside too, the boy again refused and turned back to the building. Then the Nazis came to the building but couldn't find him....   As you can see, I remember the film as I saw it yesterday, except the name that is. Anyway, at the end the Russians entered to Germany and saved the boy and the dad really came back too.
Does anyone know the name of the film? Please, please let there be someone who sawed it!


İkinci filmi daha az hatırlıyorum. Polonya'da geçiyordu. Genç bir Hristiyan kız vardı, anne-baba ölmüş, kardeşlerine bakmak için fabrikada çalışıyordu. Sonra Naziler Yahudileri yakalamaya başlayınca, tanıdığı Yahudileri tavanarasında saklamaya başladı. Filmin sonunda tavanarasında iğne atsan bir Yahudi'nin kafasına düşünüyordu, kimi bulduysa saklamış yani. Yemekleri bitmişti, artık kopma noktasındaydılar ki, yine sanırım Ruslar (Ruslar Polonya'yı da kurtardılar mı emin değilim, Fransızlar da olabilir) girdiler Polonya'ya. O filmin son sahnesi de çok etkileyicidir. Askerler geliyor diye hepsi tavanarasına saklandılar, korkuyoruz Naziler bulacak bunları diye. Derken eve askerler girdi, kız artık yapacak bir şey kalmadı diye aşağı indi ki, yabancı askerler (Rus ya da Fransız) evde, koşup bunların komutanına bir sarılışı var....

I remember the second-one a little bit less. It was set in Poland. There was a young Christian Polish girl without mother and father, and she was working in a factory to take care of her siblings. She started to hide the Jews she knew in the ceiling of her home. At the end of the movie, the ceiling was full of Jews. Their food was almost finished, then the Russians (or French, I cannot remember if the Russians entered to Poland or not) entered to Poland. I remember the lat scene of the film very vividly, everyone hided because the soldiers were coming, they heard the soldiers going in to the house. The girl went down and saw that the soldiers were not Nazis, she run and hugged them...

Bu filmleri gören ve ne olduğunu bilen varsa, insaniyet namına bana adlarını söylesin n'olur!

If someone knows about either of those films, please tell me and end this long lasted mystery for me!


Bu filmleri bloga yazmak aklımda vardı zaten, bu gün yazmamın nedeni ise, yeni izlediğim bir film. 'Çizgili Pijamalı Çocuk'. Film 2008 İngiltere yapımı, John Boyne'un romanından uyarlanmış. Bir Alman ailesi, baba bir Nazi kampının yönetimine gelince, kampın yakınında bir eve taşınan bir aile. 8 yaşlarında bir oğulları (Bruno), ve ondan daha büyük, Nazi özentisi gıcık bir kızları var. (Bu arada anneyi Vera Farmiga oynuyor!). Oğlanın da annenin de hiçbir şeyden haberleri yok, ama anne kısa zamanda kampın bacalarından çıkan dumandan neler döndüğünü anlıyor.

I was thinking about writing these films to the blog, but the reason why I wrote them today is another film I saw today; 'They Boy in the Striped Pyjamas'. The film is the adaptation of John Boyne's novel, produced in England in 2008. A German Nazi family moves near a concentration camp. They have a 8 year-old boy (Bruno) and a Nazi wanna-be daughter. (And Vera Farmiga plays the mother.) The mother and Bruno don't have a clue about what is going on in the camps, but the mother discovers it shortly after, from the fog coming out of the camp's chimney.

 

Filmin hikayesi Bruno'nun dolaşırken kamptan bir Yahudi esirle arkadaş olması (ama bu cümle ne kadar klişe görünse de öyle değil.) Filmin hoşuma giden yanı, bütün bu olup bitenlerin anlamsızlığının, bir çocuğun gözünden anlatılması. Mesela, ilk tanıştıklarında Bruno o yalnız takılırken, Schmuel'in o kadar insanla oynamasının haksızlık olduğu söylüyor. Evlerinde çalışan Yahudiler var, Pavel'in doktorken mesleğini bırakıp neden şimdi patates soyduğunu anlamıyor... Film bu tatlılıkta geçecek sanırsanız çok aldanırsınız, öyle bir sonu var ki, sulugözlülerin izlemesi tavsiye edilmez. (Sadece Schmuel ölüyor, Bruno çok üzülüyor gibi bir durum yok, feci bir şey sonu!). Bu arada anne babaya düşman oluyor, çocuk da bayağı bir bocalıyor. Filmin ortalarında durup durup "Benim babam iyi bir insan mı?" diye sormaya başlıyor olanları anladıkça. O iki taraf arasında bocalamalarını çok iyi vermiş film, çocuk da bir şeker ki görseniz.

The film is about Bruno and a Jew (Schmuel) he befriended when walking near the camp. (This synopsis seems cliché, but it's really not). What I liked about the film is that the film tells the meaningless of the whole thing through a child's eyes. For example, the first time they met, Bruno says that it's unfair for him to be alone, when Schmuel gets to play with all those people.He cannot understand why Pavel who works for them left the medicine to peal potatoes... If you think that the film will go this sweetly, you are seriously mistaken! The end is so bitter that I don't advise the crybabies to watch it at all. (It's not like only Schmuel dies and Bruno is very upset, it's so much more horrible!). Meanwhile, the mother got very distanced from the father and the boy tries to understand what's going on. He stars to ask everyone is his father is good man or not. The struggle of the boy is portrayed masterfully through the film. And the boy is super-cute.

 

Daha fazla anlatmayacağım artık, gerisini de izleyiverin. Digiturk gösterip duruyor bu aralar.

Ok, that's all I tell about the film, go watch the rest yourselves!

No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails