Thursday, May 20, 2010

Hamov'da topik!

Aslında benim aklımda Hamov'a gidip size güzel bir restoran eleştirisi yazmak vardı, ama obur yazarınız ne yaptı, yine yemekler geldiği anda onlara girişti ve tabakların yarısı boşalınca aklına fotoğraf çekmek geldi, "Aaa, ben fotoğraf çekecektim ama" şeklinde, o yüzden bu yazının fotoğrafları internetten (rezilim, kabul ediyorum, yuh!).

Efendim bildiğiniz üzre Cumartesi akşamı gittiğim fasılda topik yedim, sonra dediler ki; "Bu topik de bir şey mi? Sen topik'in aslını Hamov'da yiyeceksin". Tabii ben de Cumartesiden beri idefix olarak Hamov'da topik yeme fikri oluştu, bugün babam da arayınca dedim ki, gidelim şu topikten yiyelim. Ancak, tam köprüde bir yağmur başladı, bardaktan boşalırcasına, tabii trafik felç, velhasıl bizim Hamov'a gitmemiz 4'ü buldu, neyse gittik ya o da bir şey!


Bilmeyenler için kısaca Hamov'un hikayesini anlatayım, Ayda Tokatlıoğlu, emekli olunca kızı Selin'le birlikte önce evden yemek dağıtmaya başlıyorlar, sonra da Feriköy'deki bu şirin mi şirin, küçük mü küçük lokantayı açıyorlar. Lokanta bildiğiniz esnaf lokantası, günde 3 çeşit yemek, çorba tatlı ve zeytinyağlılardan oluşan tablot menü çıkıyor. Ama değerli gurmelerimizin burayı keşfetmesiyle Hamov'da işler bayağı açılmış, bir-iki ay önce de Moda'da Hamov Corner'ı açmışlar, burası sadece paket servis yapıyor. Bunun yanında catering de yapıyorlarmış.

Hamov Ermenice de lezzetli anlamına geliyormuş.


Gelelim topik'e, topikleri gerçekten efsanevi, Selin Hanım'ın anlattığına göre, önce soğanlar 20 dakika haşlanıyor, içine tarçın dolmalık fıstık, karabiber,şeker katın 24 saat dinlendiriliyor. Sonra nohutlar haşlanıp kabukları soyuluyor, haşlanmış patatesle yoğrulup hamur haline getiriliyor, ince bir tabaka halinde soğanların üzerine açılıyor. Selin Hanım'a göre topik'in makbulu hamuru ince ve zeytinyağlı olanı. Ben ki soğan sevmem, parmaklarımı yiyordum.

Saat 4 olduğu için sıcak yemek kalmamıştı, hoş köfte, şnitzel gibi alternatifler var ama ben onun yerine mezelere daldım, çoktandır canımın çektiği mercimek köftesi ve zeytinyağlı Ayşe Kadın fasulye. Of ki ne of, blog dostlarım, of ki ne of, bir ayşe kadın ki bildiğin fasulye, parmaklarımı yedirecekti bana, öyle güzel bir zeytinyağı kullanmışlar ki, piştiği halde tadını hissettiriyor, mercimek köftesi acı acı, tam kıvamında... Bu kadar şeyi nasıl yedin derseniz, onun da kolayı var, tam esnaf lokantası burası az köfte az fasulye istiyorsunuz olup bitiyor. Gelen hesap da iki kişiye 19 lira, 2 burger king menüsü fiyatı yani, ama tam bir ziyafet çekiyorsunuz.


Ayrıca tertemiz, çok hoş bir yer, temizliği bizzat denetlendi emin olun. Bir de çok güleryüzlü insanlar, benim favori mekanım olur burası belli.

Özel yemeklerinden biri dalak dolmasıymış, takip edeceğim onu yaptıkları gün yine Feriköy'deyim, bu sefer fotoğraf da çekeceğim söz veriyorum!

Nasıl mı gideceğiz Hamov'a? Kurtuluşta Ergenekon caddesinden ilerlerken Fransız Katolik Kilisesi'ni göreceksiniz (görürsünüz kocaman kilise) oradan sağa, sonra yine sağa, ya da en iyisi benim yaptığım gibi birisine sorun o size gösterir:D

Feriköy'e uzun süredir gitmemiştim, çocukken, ayıptır söylemesi, tam bir küçük burjuva olarak Pangaltı'da bale kursuna gidiyordum, o yüzden çok severim oraları, hiç değişmemiş hala o küçük mahalle. Zaten şu kanaatim kesin ki azınlıkların mahallelerini ben Türk mahallerinden çok daha fazla seviyorum, neden bilinmez?

Adresi de vereyim: Hamov Feriköy: Şahap sok. No:36 Feriköy Şişli
Tel: 0212 225 78 90

Bir de hamov.yemekler@gmail.com adresine mail atarsanız haftalık yemek listesi geliyor, ben üye oldum bile:D

No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails