Friday, August 21, 2009

Postcards from Italy-March 2009

Avrupa Birliği beni çok ama çok seviyor! Geçen gün bana dedi ki, "Sen bugünlerde çok depresif görünüyorsun, biraz gezsen?". Bu yüzden, İtalyan bir  belgesel yönetmeni üniversiteciğimle birlikte bir proje yapmaya karar verdi, biz de bu yüzden Avrupa'da üç workshop'a katılacağız efendim.

European Union really loves me! So it said, "hey you look depressed, wanna travel a little bit? Of course, I'm paying". So an Italian documentary director decided to form a project with my university and we'll participate in three workshops in Europe.

Workshop'lardan ilki İtalya'daydı. Bütün ayarlamaları yaptılar ve kalacağımız yerin adresini yolladılar. Roma'nın dışında küçük tarihi bir kasaba. Biz de "E, süper!" dedik. Ama verdikleri adres eski bir manastırın adresiydi, biz de "Tamam, heralde etrafta bir sürü küçük B&B (Bed and Breakfast: yani yatak ve kahvaltı, bir nevi pansiyon) var, herhalde manastıra yakın birinde kalırız" dedik. Ama, gördük ki, hakikaten manastırda kalıyormuşuz!!! (AB'nin beni sevdiğininden hiç bahsetmiş miydim?)

And the first-one was on Italy. They made all the arrangements and sent us the address where we would stay. It is a little town outside of Rome, a very historical-one. So we said, "cool". But the address they gave was of an old monastery, so we though "Ok, so there are a lot of B&B's in the area, we'll be staying in one near the monastery". Well, guess again, we stayed in the monastery!!!! (Did I mention that EU really really loves me?)

Kasabanın adı Fara Sabina, küçük, çok iyi korunmuş bir ortaçağ kasabası ve içinde manastır ve bir deneysel tiyatro dışında hiçbir şey yok. (Evet, kasabada sadece 3 gün boyunca kapalı duran bir bakkal ve bir deneysel tiyatro var! Avrupa farklı memleket kardeşim.)

The town's name is Fara Sabina (or Fara in Sabina), it is small, very well protected, has a lot of history and has absolutely nothing in it, except for the monastery and an experimental theater. (It only had one grocery store and it was closed for 3 days, so all the participants ran out of cigarettes, awful!)

Manastır bir Fransiskan manastırı ve geleneklerine göre rahibeler konuşmuyor, lüks yemekler yemiyor ve ısıtma bile kullanmıyorlar! Manastırda hala yaşayan rahibeler var, ve oldukça ilginç bir hikayeleri var. İtalya laikliğe geçtiğinde bütün manastırları kapatmışlar. Ama Fara Sabina'nın aristokrat ve zengin rahibeleri, devletle bir anlaşma yapıp manastırı satın aldılar. Manastırda şu anda sadece ondan az rahibe yaşayabiliyor, yoksa kült olarak sayılıyor ve manastır kapatılıyor.

The monastery is Franciscan monastery and as the tradition goes, the nuns don't speak, don't eat any luxury food, don't use the heating system! They are still nuns living in the monastery, and their story is quiet interesting actually. When Italy adopted secularism, they closed all the monasteries. But the nuns of Fara Sabina being rich aristocrats' daugthers, they made a deal with the government, bought the monastery. The rule goes that they can only be less than 10 nuns in the monastery or they will count as a cult and be closed.







İşte bir hafta içinde uyuduğum manastır. İlk fotoğraf odamın penceresi! Çok kısa bir süre için rahibe olmayı bile düşündüm, ama hiç konuşmuyorlar ya. (Seks de yok!)

This is then monastery where I spent a week. The first photo was my window!
I considered becoming a nun for a very a short time, but they don't speak, you see. (And no sex!)





İşte kasaba, sadece fotoğraflar değil kasabada eski gözüküyor, emin olun.

This is the town, not only the photos look old, you really feel like living in old times there.







Bu da manastırdan görünen manzara, etkileyici değil mi?

This is the view from the monastery and nearby, fascinating, isn't it?








Fara Sabina'nın dışı (kasaba aslında bir kalenin içi)

Outside of Fara in Sabina (the old town is surrounded by a castle-like structure).

No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails