Bu hafta 'Sinemalı Pazartesiler'de tek bir film yerine, benim tanımımla iyi film nedir ve nasıl seçilir ondan bahsetmek istiyorum.
This week I want not to write about a single film in 'Cinema Mondays', but write about how to choose a good film according to me.
1. Filmleri oyuncularına göre değil, yönetmenlerine göre seçin. Sevdiğiniz filmlerin yönetmenlerini aklınızda tutun, bir süre sonra hangi yönetmen sizin sevdiğiniz filmleri çekiyor ortaya çıkar. Çok iyi oyuncular bile çok berbat filmlerde oynayabilirler, ama yönetmenler üç aşağı beş yukarı aynı kalitede filmler çeker!
1. Choose the films by their directors, nor their actors. Try to remember the directors' names of your favorite films, with some time your favorite directors will show themselves. Even the best actors can act in shitty films, but the directors usually make similar films!
2.Festivalleri takip edin, gidip festivalde izlemeseniz de, Türk ve özellikle Avrupa festivallerinde kim ne kazanmış bilin, en azından birkaç tanesini izleyin. Festivaller o yıl çekilen filmler içinde öne çıkanları belirler. Beğenmeyebilirsiniz, ama bir festivalde keşfettiğiniz bir yönetmenin ilerideki iki-üç yıl içinde en sevdiğiniz yönetmen olma şansı var unutmayın!
2.Follow the big festivals, at least look for the winners every year and watch the winner films as much as possible. You may not like it, but you may also discover your new favorite director.
3. IMDB mabedinizdir, bir filmi izleyip severseniz IMDB sayfasına muhakkak bakın, yönetmeni tanımıyorsanız eski işlerine bakmayı unutmayın. Tanımadığınızı düşüdüğünüz yönetmenin daha önceki filmlerini izlemiş olabilirsiniz, ya da izlemek isteyebilirsiniz. Ayrıca IMDB sayesinde sevdiğiniz yönetmen/oyuncuların yeni projelerinden de daha ön prodüksiyon aşamasında haberiniz olur.
4. IMDB is your temple, when you like a film, look at its IMDB page, if you don't recognize the director, look at his filmography, maybe you've seen some of his films before or may want to see some of them. You may also follow your favorite directors/actors new projects starting at their pre-production stage.
4.IMDB ya da Rotten Tomatoes gibi sitelere ve gazete yazılarına filmi izlemeden fazlaca bakmayın, başkasının sevmediği bir film sizin en sevdiğiniz film olabilir, film eleştirmenleri illa doğru olacak diye bir durum yok, eğer filmi izlemeden hakkında çok okursanız filmi önyargısız izleyemezsiniz. Ben çoğu filmi konusunu bile bilmeden izlerim.
4. Don't look too much at sites like IMDB or Rotten Tomatoes or read the critics before seeing a film, remember that someone else's garbage can be your treasure, if you read a lot about a film before seeing it, you cannot stay neutral. I watch most of the films without even knowing the plot.
5. Sinemayı Hollywood'dan ibaret zannetmeyin, zira Hollywood sineması öleli yıllar oldu, aynı şekilde dev bütçeli ve bol efektli filmlerden uzak durun, ya da en azından sadece bu filmleri izlemeyin. Hepsi önceden, üstelik büyük ustalar tarafından yapıldı zaten, yeterince uzaylı ya da kıyamet filmi izlemediniz mi?
5. Don't think that cinema=Hollywood, Hollywood is dead already for at least a decade, also stay away from enormous budgets and lots of digital effects, or at least don't limit yourself to them. All has been done before, plus by the masters of cinema and haven't you seen too many films about aliens or the end of the world already?
6. Sinema bilginizi geliştirmek istiyorsanız, film tarihi hakkında biraz fikir edinin. Bunu bir kitapla da yapabilirsiniz, ama şu sayfa da yardımcı olabilir, buradaki genel tür ve akımlardan birer film izlemeye çalışın, böylece hem kendinize genel kültür bombardıma yapar, hem de sevdiğiniz yeni akımlar keşfedersiniz. Bir diğer yöntem de IMDB'nin en iyi 250 film listesine göz atmaktır, şu anda ben 125 filmi izlemişim, dünyanın en güzel filmleri demiyorum, ama yeni filmler keşfetmek için kullanılabilir. Başka ve daha detaylı bir liste de ölmeden önce görmeniz gereken 1001 film listesi , gözünüzü korkutmasın ben de daha 250'sini izlemişim sadece. (Bu arada listede sadece 3 Türk filmi var: Yol, Uzak ve Duvara Karşı).
6.If you want to deepen your knowledge of the cinema, read a little bit about the Film History. You can read it from books, or start with this page learn about the major film genres and movements and try to watch at least one film from every genre/movement, this way you can increase your general culture by far and may discover some new genres/movements that you like. Another method would be to look at lists like IMDB's Top 250 ,I'm currently at 125, or for a more detailed and true list 1001 Films You Must See Before You Die , but don't get intimidated by it, I only saw 250 of them.
7. Yine aynı mantıkla devam edersek, eğer film özetlerine bakacaksanız, çok sıradan durumlar, hatta içinde hiç olay bulunmayan filmler, çok keyifli karakter hikayeleridir, hele usta bir oyuncu varsa kaçırmayın.
7. With the same logic, if you must look at plot summaries or synopsises, look for the ones about mundane stories, even films with no real action in them, these are delightful character stories, if they also have good actors, don't miss it.
7. maddeye örnekler:
Examples for the 7th topic:
Tek cümleyle özet: "Bir grup insan İtalyanca kursuna gider". Eee derseniz, ee'si dünyanın en keyifli filmlerinden biri.
One-line summary: "A group of people go to Italian course". If you say, "Yeah, but where is the story", the story is one of the most fun films of the world.
Tek cümleyle özet: bir obsesif-kompülsif adam, bir yalnız anne ve bir gay sanatçının hayatları kesişir. İzlemeyene uyarı, çoook şey kaçırıyorsunuz. (Aslında Jack Nicholson'ın çoğu filmi bu tanıma uyar, taparım kendisine)
One-line summary: A compulsive-obessive man, a single mom and a gay artist's world got crossed over". Note to the ones who didn't see it, you're missing sooo much (Actually, almost every film of Jack Nicholson is this way, I simply worship him).
Tek cümleyle özet: "Annesi kanser olan ve siyahi sevgilisiyle yaşayan punk kızımız, ailesine Şükran Günü yemeği hazırlamak ister." Önümüzdeki hafta bu filmi yazacağım, ama şunu şimdiden söyleyeyim, konusu bir kızın hindi pişirmeye çalışması olan bir filmde bu kadar hayata dair parçalar vermek gerçekten ustaların işidir.
One-line summary: "A punk girl who lives with his black boyfriend tries to make thanksgiving dinner for her sick mother who has cancer". I'll write about this film next week, but I have to say this: to put so much about the life in a 1,5 hour film in which a girl tries to cook a turkey is really master work.
Türkiye'den örnek vermek gerekirse, Ferzan Özpetek'in 'Harem Suare' dışındaki bütün filmleri...
The give an example from the Turkish Cinema, all of Ferzan Ozpetek's film except "Harem Soirée"...
No comments:
Post a Comment