Monday, May 24, 2010

Sinemalı Pazartesiler/ Cinema Mondays-Pieces Of April

Geçen hafta bahsettiğim gibi, bu haftanın filmi 'Pieces of April'.  Daha önce 'About a Boy' filminin senaryo grubunda çalışan Peter Hedges'in ilk yönetmenlik denemesi, oldukça düşük bütçeli bir film, ama bu "küçük" film müthiş oyunculara sahip, ona Sundance'de seyirci ödülü ve Patricia Clarkson'a En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar Adaylığı getiren de işte bu oyuncular.

Like I said last week, this week's 'Cinema Mondays' film is 'Pieces of April'. The film is debut film of Peter Hedges who previously worked in the script department of 'About a Boy', and is a low-budget film, but this "little" film has marvelous actors, and it's the acting who got Sundance viewers award and Oscar nomination for Best Supporting Actress to Patricia Clarkson. 


Ben geçen hafta demiştim ya hani, asıl keyifli filmler özetinde çok olay barındırmayan günlük sıradan hikayelerden çıkar, işte bu da tam öyle bir film. Türkiye'de çok kısa ve az yerde vizyona girmiş ve daha çok festival (İstanbul& Ankara) izleyicilerinin tanıdığı film, gerek Türkçe adı "Annem Yemeğe Geliyor" gerek komedi olarak anılması, gerekse her zaman herkesin gözünde Dawson's Creek'in Joey'si olarak kalacak Katie Holmes'un başrol oyuncusu olması nedeniyle tanınsa da yanlış tanınıyor. İtiraf edeyim ben de aynı yanılgıya düştüm. Okulda arşivde çalışırken, çok sıkıldığımız bir gün, ne izlesek ne izlesek diye düşünüp, film kalmayınca arşivden istemeye istemeye çıkarıp izledik bu filmi, iyi ki de izlemişiz.

Like I said last week, good films are the ones who don't have a lot of action in its synopsis and have daily small stories, this is just a film like that. There are misjudgments about the film being a comedy and a Thanksgiving family film, and also Katie Holmes who'll always stay as Dawson's Creek's Joey doesn't help either. I was also in this misjudgment and just watched the film as I was very bored at the university working on the film archive and didn't find anything else, but I'm glad I did it.

Filme komedi demektense komedi-drama demek daha doğru olur, festival filmi olduğunu da unutmazsak filmin komedi unsurunun, şakalardan çok zekice gözlemler ve iyi oyunculuğa dayalı olduğunu söylemek gerekiyor. Komedi diye aldanmayın, bazı yerlerde boğazda bir yumruk oluşturuyor, hiç duygu sömürüsü yapmasa da ağlamanın eşiğine de geleceksiniz.

The film is not comedy, but more truly comedy-drama and keep in mind that it's a festival film, so the comedy doesn't come from jokes, but clever observations and good acting. Don't mistake it as a comedy, as at moments you'll have tears coming out from your eyes!


Film, ailesiyle sorunları olan punk kızımız April'in ailesine bir şükran günü yemeği yapmasını izliyor. April zenci erkek arkadaşıyla berbat bir yerde yaşarken, oldukça geleneksel banliyö ailesi de annesinin kanser olmasıyla yüzleşme(me)ye çalışmaktadır. April'in ocağının çalışmadığını keşfetmesiyle yemek hazırlama zamana karşı bir savaşa dönüşecektir. Yönetmen Hedges kendi annesi kanserken bir gün benzer bir hikayeyi gazetede görmüş, fırınları bozulan gençler, hindiyi dönüşümlü olarak tanımadıkları komşularının fırınlarında pişirmiş, film de tam bu noktadan doğmuş.

The film follows our punk girl April cooking Thanksgiving dinner for her family that she drove apart. April lives in a slum house with his black boyfriend and her traditional suburban family try (not) to face with the fact that her mother has cancer. When April discovers that her oven doesn't work, the cooking will turn into a battle against time. The director Hedges read a similar news in a newspaper where some youngsters tried to cook a turkey in their neighbours' ovens when Hedges was with her mother who has cancer and the story is born.

Filmin ana teması aslında farklılıkların çatışması ya da birlik olması, April elinde hindisi, biri bohem gay, biri zenci yaşlı bir çift olan komşularıyla el ele verip hindiyi pişirmeye çalışırken, aile cephesi karakter farklılıklarıyla boğuştukları bir araba yolculuğu geçirirler. Dediğim gibi, filmin en başarılı bulduğum tarafı, kanser temasını asla duygu sömürüsüne çevirmemesi, hatta anneye o kadar sinir oluyorsunuz ki, kanserli olmasına üzülmek içinizden gelmiyor bile.

The film's real theme is the differences working for/against each other. April with the bird in her hand cooks it with the help from a bohemian gay and an old African-American couple, while her family on the car ride bicker about their differences. The film never exploit the cancer them, in fact the mother is so obnoxious that you cannot be sorry for her.

Filmin tek bir günde geçmesi, ve geçmişe dair bütün travmaların sadece diyalogla verilmesi, filmin Hollywood aile filmi olmadığının en büyük göstergesi, zaten aşağıda trailer'ı izleyince çekiminin de Hollywood tarzı olmadığını hemen anlayabileceksiniz.

The fact that the film only tells one day and the past is given through dialogues is what separates the film from Hollywood family movies. Also, if you watch the trailer, you can clearly see that it doesn't have a Hollywood shooting style.

 
Arayı bulmaya çalışan baba, benim çok sevdiğim Oliver Platt, kanserli ve oldukça aksi anne ise, performansıyla göz doyuran Patricia Clarkson, filmin ağır topları. Sonuç olarak, klasik ya da kült bir film olmasa da, size keyifli zaman geçirtmek dışında bir şeyler de veren "küçük" bir film, izlemenizi öneririm...

The father who tries to find a reconciliation point is played by Oliver Platt that I love very much, and the mother is Patricia Clarkson whose performance is just perfect. At the end, it is not a classic or cult film, but will give you more than just a fun time if you decide to watch it...

No comments:

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails